1. Anasayfa
  2. Biten Evlilik Belirtileri Nelerdir?
Biten Evlilik Belirtileri Nelerdir?

Biten Evlilik Belirtileri Nelerdir?

  • 11 Ekim 2023
  • Beğeni
  • Görüntülenme
  • Yorum

Birlikteliğin temelini oluşturan dinamikler ilişkiden ilişkiye farklılık göstermektedir. Her birlikteliğin temel dinamiği farklıdır. Evliliğin temeline inildiğinde koşulsuzluk önemli bir yapıdır. Evliliğin temelini oluşturan unsurlar her ne kadar çiftler arasında tartışılsa da değişkendir. Bu yazımda size biten evlilik belirtileri hakkında bilgi vereceğim.

Bu değişkenlerden bahsedecek olursak şu şekilde açıklayabiliriz;

  • İletişim
  • Cinsellik
  • Beklentiler (Maddi ve Manevi)
  • Paylaşım

Bu dört temel unsur ve daha pek çok önemli değişkenler üzerine inşa edilen birlikteliklerde olası sorunların yaşanma ihtimali daha az gözlemlenmektedir. Çiftlerin birliktelikten beklentileri ve paylaşımı geçmiş kök aileden de beslenmektedir. Yani bireyin geçmiş yaşam örselenmeleri bugünü yaşarken aldığı kararlarda da etmendir. Çiftlerin kusursuzluk çatısı altında evliliği düşünerek bir araya gelmesi büyük hayal kırıklıklarına neden olabilmektedir. Beklentiler tek taraflı olmayacağı gibi; sorunlar da tek bir taraftan çıkmayıp, her iki tarafın da sonucunda psikolojik olarak etkilendiği sonuçlar doğurabilir.

Psikolojik süreç, çiftler için yorucu olmakla birlikte; boşanmanın da temel etkenlerinden bazıları şu şekildedir;

Biten Evlilik Belirtileri Nelerdir?

  1. Cinsel Sorunlar
  2. Ekonomik Sorunlar
  3. İletişim Sorunu
  4. Değer ve Anlam Farklılığı
  5. Sosyal İzolasyon
  6. Ebeveyn Rol Problemleri
  7. Aile İçi Şiddet veya Geçimsizlik
  8. Duygusal Sorunlar
  9. Aldatma
  10. Küçük Yaşta Zorunlu Evlilik (Töre, Beşik Kertmesi, Berdel vb.)

Sizde yukarıda bulunan biten evlilik belirtileri bulunuyorsa Türkiye’nin psikoloji platformu Psikoloji Türkiye ile online terapi desteği almayı ihmal etmeyin.

Cinsel Sorunlar

Cinsellik çiftler tarafından sorunların çözümü olarak görülse de bu düşüncede yanılgı çok büyüktür. Çünkü cinsellik sorunların kurtarıcısı yani çözümü olmadığı gibi doğru ve uygun sıklıkla yaşanması birlikteliğin devamlılığını sağlayan en önemli dinamiklerdendir. Çiftler genelde yaşadıkları sorunların şiddetine bağlı olarak cinsellikte sıklığı arttırıp, azaltmayı tercih etmekle birlikte; yatak ayırmaya kadar giden sonuçlarla çözüme ulaşabileceklerini düşünür. Fakat cinsellik hiçbir sorunun çözümü olamayacağı gibi sorunların artığı dönemlerde yaşanması da yaşanmaması da problem belirtilerinin artmasına neden olabilir.

Ekonomik Sorunlar

Boşanma süreci, maddi konularda birçok karmaşık kararı ve düzenlemeyi gerektirir. Özellikle çiftler birlikte mülk sahibi iseler, mülklerin satılması veya paylaşılması, borçların nasıl bölüneceği gibi ekonomik konuların üzerinde anlaşmaya varılması gerekebilir. Bu süreçte, finansal sıkıntılar ve endişeler ortaya çıkabilir.

Bunun ötesinde, boşandıktan sonra iki evi finanse etmek, çocukların masraflarını karşılamak ve aynı yaşam standardını sürdürmek gibi finansal zorluklar yaşanabilir.

Boşanma sonrası gelirlerin ve harcamaların nasıl düzenleneceği konusunda anlaşmazlık yaşanabilir. Çiftler arasında mülkiyetin nasıl bölüneceği, evlilik boyunca biriken borçlar ve kredi notları gibi finansal ayrıntılar konusunda çatışmalar olabilir.  Ayrıca, boşanma süreci mülkiyetlerin bölüşülmesini gerektirebilir. Eşyalardan taşınmaz mülklere, banka hesaplarından yatırımlara kadar, finansal varlıkların ve malların nasıl bölüneceği sorunu karmaşık olabilir. Bu tür konuların düzenlenmesi, hukuki ve finansal uzmanlık gerektirebilir.  Ekonomik sorunlar, boşanma sürecinde taraflar arasında gerilime ve hatta mahkemeye gitmelerine yol açabilir. Boşanan çiftler, mülkiyetlerin ve finansal yükümlülüklerin nasıl ele alınacağına dair net anlaşmalar yapmak ve boşanma sonrası finansal gücünü korumak için profesyonel destek almak faydalı olmaktadır.

İletişim Sorunu

İletişim sorunları, boşanan çiftler arasında ilişkiyi zorlaştıran ve boşanma sürecini karmaşıklaştıran önemli bir faktördür.

Çoğu zaman, bu tür sorunlar ilişkinin bozulmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Boşanma, çiftler arasındaki duygusal bağları ve iletişimi etkiler. Çiftler arasında olumsuz iletişim tarzları gelişebilir. Bunlar arasında hakaret, suçlamalar, eleştiri ve defansif davranışlar yer alır. Bu tarzlar, sağlıklı iletişim yerine olumsuz etkileşimlere neden olabilir.  Çiftler arasında açık iletişim eksikliği, duygusal ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırabilir. Duyguların ve düşüncelerin paylaşılmaması, çiftlerin birbirlerini anlamasını ve desteklemesini engelleyebilir.

Diğer taraftan Empati, bir ilişkideki önemli bir unsur olan karşılıklı anlayışı ifade eder. Empati eksikliği, partnerin duygusal ihtiyaçlarına duyarsızlık anlamına gelir ve bu da iletişimde eksikliklere yol açabilir.

Çiftler arasında anlaşmazlıklar kaçınılmazdır, ancak bu anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği önemlidir. Bir diğer açıdan da iş veya aile stresi, kişisel duygusal sorunlar veya dış faktörler, çiftler arasındaki iletişimi engelleyebilir. İletişim engelleri, çiftlerin birbirleriyle sağlıklı bir şekilde iletişim kurmalarını zorlaştırır.

İletişim sorunlarının üstesinden gelmek, boşanma sürecinin daha sağlıklı ve daha az stresli bir şekilde atlatılmasına yardımcı olabilir. Boşanan çiftler, iletişim sorunlarına dikkat etmeli, açık iletişimi teşvik etmeli ve gerektiğinde profesyonel destek almalıdır. Çift terapisi veya iletişim becerileri eğitimi gibi kaynaklar, çiftlere iletişim sorunlarıyla başa çıkmalarında yardımcı olabilir.

Değer ve Anlam Farklılığı

Örneğin, bir çift arasında bir finansal karar konusunda anlaşmazlık yaşanıyorsa, bu anlaşmazlık mesajların anlaşılmasıyla ilgili bir anlam sorunu olabilir. Bir partner, bir mülkü satmaktan yanaysa, diğer partner ise onu tutmayı tercih edebilir. İletişim sırasında, her iki partner de kendi açılarından olaya yaklaşırken, sözlü ve sözsüz iletişimlerinin arka planında kendi değerlerine dayalı anlamlar taşırlar. Finansal güvende kalmak veya duygusal bağlarını korumak gibi farklı değerler, anlaşmazlıkların temelinde yatan anlam farklılıklarına yol açabilir.

Sosyal İzolasyon

Çiftlerden birinin yaşadığı veya yaşayacağı bir psikolojik süreç (depresyon, anksiyete vb.) sosyal izolasyona neden olabilir. Bunun temelinde bireyin geçmiş yaşam örselenmeleri (yas, travma, ölüm, kriz vb.) olabilir. Bu ve benzeri durumlar içerisinde taraflardan biri yaşadığı süreci içselleştirerek bunu kendi iç dünyasında çözmeyi amaçlayabilir. Sorunun çözümü sürecin içerisinde bireyin eşi tarafından farklı algılanarak boşanmaya neden olabilir.

Ebeveyn Rol Problemleri

Tarafların anne-baba figüründe sorun yaşama ihtimalleri de boşanmaya neden olabilir. Genellikle sorunlu birlikteliklerin çözümü, kurtarıcısı çocuk düşüncesi olur. Oysa çocuk yapmak sorunlu çiftlerin problemlerine bir çözüm değil, daha fazla sorun yaşamalarına neden olur. Çünkü bebeğin sorumluluğu anne-baba figürü ve daha pek çok sorun gün yüzüne yeni sorunlar şeklinde çıkmaya başlar.

Aile İçi Şiddet veya Geçimsizlik

Aile içi şiddet, bir ilişkideki bir veya her iki partner arasında fiziksel, duygusal veya psikolojik zarar veren bir davranışın tezahürüdür. Bu tür şiddet, çiftler arasındaki ilişkide kontrol, güç ve hakimiyet eksikliği olarak ortaya çıkabilir. Fiziksel şiddet, çiftlerin sağlığına zarar verirken, duygusal ve psikolojik şiddet de kişisel özsaygıyı ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Boşanma süreci, aile içi şiddeti tetikleyebilir veya mevcut şiddeti daha da artırabilir. Bu nedenle, aile içi şiddet vakaları, boşanma sürecinde özel bir dikkat gerektirir. Aile içi şiddet durumunda, çiftlerin güvenliği ve çocukların korunması öncelikli olmalıdır. Geçimsizlik durumunda, çiftlerin bu anlaşmazlıkları nasıl çözebileceği ve boşanma sonrası yaşamlarını nasıl düzenleyebileceği konusunda rehberlik ve danışmanlık alması faydalı olabilir.

Duygusal Sorunlar

Aile içinde yaşanabilecek sorunların belki de en zayıf veya hassas olduğu nokta olabilir. Çüftler birbirlerini genellikle bu aşamadan sonra anlamamaya ve hissetmemeye başlar. Bu aşamanın gerçekleşmesi sonucunda artık birlikteliğin mantıksal kısmı kalır. Çiftler birbirini mantıksal olarak da kabullenemediğinde ayrılma, aldatma, boşanma, küsme gibi olumsuz ve psikolojik süreçler başlayabilir.

Aldatma – Aldatılma

Duygusal İhanet: Aldatma, fiziksel bir ilişkiyi ifade edebileceği gibi, duygusal bir bağın da dışarıda kurulması şeklinde de gerçekleşebilir. Duygusal aldatma, bir partnerin diğerine olan bağlılığını zedeler ve güven sorunlarına yol açar. Örneğin, bir partnerin başka bir kişiyle yakınlaşması, ilişkide duygusal kopukluklara neden olabilir.

Fiziksel İhanet: Fiziksel aldatma, bir partnerin cinsel olarak başka bir kişiyle ilişkiye girmesini ifade eder. Bu, çift arasındaki güvenin büyük ölçüde sarsılmasına neden olabilir. Fiziksel aldatma, boşanma sürecinin bir sonucu olarak partnerler arasında çatışmalara ve hukuki anlaşmazlıklara yol açabilir.

Güven Sorunları: Aldatma, güven sorunlarına yol açar. Aldatılan partner, güvendiği kişinin ihanetine uğradığını hisseder. Bu, boşanma sürecinde daha fazla çatışmaya ve güven sorunlarına neden olabilir. Çocuklar varsa, onlar da bu güvensizlikten etkilenebilir.

Küçük Yaşta Zorunlu Evlilik (Töre, Beşik Kertmesi, Berdel vb.)

Küçük yaşta evlenen veya evliliğe zorlanan bireyler evlilik dışı ilişkiye daha açık olabilirler. Evlendirildiği kişi ile arasındaki yaş farkı ve diğer ailevi çıkarlar söz konusu olduğundan; anlaşılmakta güçlük hissederler. Eğitim ve kültür farkı da bu tür evliliklerde önemli bir detaydır. Boşanmaya giden bu tür evlilikler genellikle yaşı büyük tarafın ölümü ile sonuçlanabilir.

Boşanma, bu tür evliliklerde, çiftlerin kendilerini daha iyi anlama ve daha sağlıklı ilişkiler kurma isteğiyle de sonuçlanabilir. Profesyonel danışmanlık ve destek, boşanma sürecini daha yönetilebilir hale getirebilir ve partnerlere gelecekte daha sağlıklı ilişkiler inşa etme fırsatı sunabilir. Ayrıca, kültürel ve toplumsal normların değişmesi ve genç yaşta yapılan evliliklerin sınırlamaları arttıkça, bu tür evliliklerin azalması da mümkün olabilir.

Yazar

Psikolog Burak Akkaya

  • Paylaş: